Yüksek Mimar Şükrü Sürmen


1945 yılında Almanca öğretmeni bir babayla, ev hanımı bir annenin oğlu olarak Trabzon'da dünyaya gelen Sürmen, ilk, orta ve lise eğitimini burada tamamladı. Oğullarının üniversite eğitimi almasını isteyen Sürmen ailesi 1963 yılında İstanbul'a göç etti. Aynı yıl girdiği üniversite sınavlarında İTÜ Mimarlık Fakültesi'ni kazanan Şükrü Sürmen, başarıyla tamamladığı ilk yılın ardından, yaz tatilini geçirmek üzere ailesiyle birlikte Trabzon'a gitti. Sürmen ailesi bir dolmuşla Sürmene'ye doğru yola çıktı.

Anne ve babasıyla birlikte içinde bulunduğu minibüs, 25 Ağustos 1964 günü uçuruma yuvarlandı. Şükrü Sürmen, babasını, annesini ve dayısını kaybettiği bu kazadan yaralı olarak kurtuldu. Kazadan hemen sonra hastaneye kaldırıldığında belkemiğinin kırıldığı anlaşıldı. Trabzon'da bir gün kaldıktan sonra Ankara Hacettepe Üniversite Hastanesi'ne nakledildi, geçirdiği ameliyatın ardından 6 ay hastanede yattı. Ancak omuriliğinde meydana gelen zedelenmeye bağlı olarak belden aşağısı felç oldu ve bundan sonra hayatını tekerlekli sandalyeye ile sürdürdü.

Yaşamındaki bu beklenmedik şok, Şükrü Sürmen'in iyileşme umudunu yok etmedi. Öğretmen babasının emeklilik maaşıyla 1966 yılında İngiltere'ye gitti. Burada geçirdiği iki ameliyatın ardından, aldığı rehabilitasyon eğitimi sayesinde kendi kendine yeterli olmayı öğrendi. İngiltere'deki tedavisini tamamladı ve İstanbul Ortaköy'de yaşayan teyzesinin yanına döndü. Teyzesinin ikinci katta oturması nedeniyle bir süre dışarı çıkamayan Sürmen, kaza nedeniyle üniversitedeki kaydının dondurulduğunu öğrenince, 1967'de İTÜ Mimarlık Fakültesi'ndeki eğitimine kaldığı yerden devam etmeye karar verdi. Ancak tekerlekli sandalyesiyle okula gidip gelmekte güçlük çekiyordu.

Çok geçmeden okulu bıraktı. Ne var ki, ara verdiği iki yıl boyunca okulunu aklından çıkaramadı. 1969 yılında bir kez daha okula geri döndü. Engelli olmanın getirdiği tüm zorluklara rağmen, öğrenciliği boyunca her sabah kendisini evden alarak okula götüren ve sınıfına kadar taşıyan taksi şoförü Özcan Gönenç ile teyzesi ve dayısının desteğiyle 1973 yılında mezun olmayı başardı.

Okulu bitirdikten sonraki iki yılını evde geçiren Sürmen, 1975 yılında Ankara'da Karayolları Genel Müdürlüğü sınavına girdi, sınavı kazandı ve Karayolları 17. Bölge Müdürlüğü'nde kontrol mühendisi olarak çalışmaya başladı. Buradaki işinden 1982 yılında istifa edip 1983 yılında Almanya'ya gitti. Bir yıl süreyle engellilerle ilgili mimari düzenlemeler konusunda araştırmalar yaptıktan sonra Türkiye'ye geri döndü.

Sürmen, mezun olduğu İTÜ'deki, Çevre ve Şehircilik Uygulama Araştırma Merkezi'nde 1986 yılında çalışmaya başladı ve sağlık kuruluşları, engelliler ve yaşlılarla ilgili mimari düzenlemeler konusunda araştırmalar yaptı. Bir süre sonra da Mimarlık Fakültesi programına eklenen "Sakatlar ve Yaşlılar İçin Tasarım" isimli dersin yürütücüsü olarak ders vermeye başladı. Böylece, Türkiye'de engelliler ve yaşlılarla ilgili standartlar ve düzenlemeleri içeren ilk ders, Sürmen yönetiminde 1991-1992 yılında verilmeye başlandı.

Yurt dışında yaptığı araştırma gezilerinde gelişmiş ülke örneklerini derleyerek, makale ve kitaplarda paylaştı. Türkiye’de erişilebilirlik standartlarının geliştirilmesinde öncülük yapan Şükrü Sürmen, İstanbul’da ve Türkiye’de engelli kişilerin kent içi ulaşımda, binalarda ve sosyal yaşamda yaşadıkları sorunları fotoğraflı raporlarla yetkililere iletti. Bir çok kamu projesinin mimari erişilebilirliği hakkında danışmanlık yaptı

Türkiye Omurilik Felçlileri Derneği Yönetim Kurulu üyeliğinin yanı sıra, Türkiye’de bir çok dernek çalışmalarında yer aldı. Bilhassa engelli derneklerinin mimarlık ve tasarım sorunlarının çözümünde danışman olarak bulundu. Türkiye Radyo ve Televizyon Kurumu’nun engellilerle ilgili programlarının bazılarına danışman ve metin yazarı olarak katıldı. İstanbul Büyükşehir Belediyesi’ne, Bakırköy, Beykoz, Kadıköy ve Beşiktaş Belediyeleri’nin yanında, daha birçok Belediye ve Sivil Toplum Kuruluşlarına çağdaş ulaşılabilirlik standartlarını tanıtarak danışmanlık yaptı..

2003 yılındaki kuruluşundan itibaren İstanbul Üniversitesi Özürlüler Araştırma ve Uygulama Merkezi (şimdiki adıyla İstanbul Üniversitesi Engelliler Uygulama ve Araştırma Merkezi) Danışma Kurulu üyesi olarak görev yaptı. Merkez logosunu tasarladı. 2010 yılında İstanbul Üniversitesinin “Engelli Dostu Üniversite” projesinde danışman ve eğitmen olarak çalıştı.

2008 yılında yaptığı özverili ve başarılı çalışmalardan dolayı Türkiye Büyük Millet Meclisi tarafından verilen Üstün Hizmet Ödülünün sahibi oldu.

Başarılı bir mimar ve akademisyen olan Sürmen, çeşitli yayın organlarında makale, inceleme ve araştırma yazıları yayınladı, Mimarist Dergisinin danışma kurulu üyeliğini yaptı. Mimari eserlerinin yanı sıra engelli ve yaşlıların sorunlarını irdeleyen çok sayıda makale ve kitabı, şiir ve hikaye dalında edebi eserleri bulunmaktadır.

Yüksek Mimar Şükrü Sürmen 21 Mart 2011’de, arkadaşlarıyla buluşmak için Ortaköy Meydanına giderken, geçirdiği kalp krizi sonucu 66 yaşında yaşama veda etti.

Vefatından sonra Bakırköy Belediyesi Şenlikköy’deki bir parka onun adını verdi. İstanbul Büyükşehir Belediyesinde yürütülen bir proje kapsamında engelli bireylerin bağımsız yaşam becerilerini arttırmak amacıyla 2013 yılında hizmete açılan merkeze “Şükrü Sürmen Engelliler Bağımsız Yaşam Akademisi ve Sosyal Gelişim Merkezi” adı verildi.

Ortaköy’de bir apartmanın giriş katında tek başına yaşayan Şükrü Sürmen, tekerlekli sandalyesiyle bağımsız bir yaşam sürdü. Mütevazi, dost canlısı ve hoşsohbet bir kişiliğe sahipti. Engin bir müzik kültürü ve kütüphanesi vardı. Çok güzel klasik gitar çalardı. Gerçek bir entelektüeldi. Daima okur, araştırır ve çalışırdı. Sürekli yeni eserler üretir ve kitaplarını kendi olanaklarıyla bastırırdı. Tekerlekli sandalyesinin arkasında taşıdığı çantasından çıkardığı kitaplarını isteyenlere hediye ederdi. O, engelli camiasının “Şükrü Ağabeyi” idi. Onu tanıma mutluluğuna erişenler için unutulmaz anılar bıraktı. Ülkemizde “insani değerlerin geliştirilmesi ve insan üretkenliğinde sonsuz insan renklerinin değerlendirilmesi için” verdiği emek ve katkılar için ona minnettarız.

Mimar Şükrü Sürmen Dijital Arşivini Açarken​Mimar Şükrü Sürmen ülkemizde mimari erişilebilirliğin duayenlerindendi. 19 yaşında kendi deyimi ile “tekerlekli sandalye sakatı” olduktan sonra, kaza geçirmeden önce başladığı Mimarlık Fakültesini bitirdi. 66 yıllık yaşamının 47 yılında “tekerlekli sandalye kullanan bir mimar” olarak yaşadı ve çalıştı.


​Şükrü Sürmen alçak gönüllü, özverili ve paylaşımcı kişiliği ile kendisine danışılan her konuda katkı sağlamak için büyük bir çaba harcardı. 2003 yılında kurulan İstanbul Üniversitesi Özürlüler Araştırma Merkezinin Danışma Kurulunda bizlerle birlikte büyük bir heyecanla çalıştı. Logomuzun ne olacağını tartıştığımız günü hatırlıyorum. Bize engelli bireyi bütünden ayırmadan, toplum içinde var oluşunu vurgulamak gerektiğini anlatmıştı. Sonunda logoyu tasarlamayı üstlendi ve bir hafta sonra bize ulaştırdı.

2010 yılında Üniversitemizin başlattığı “engelli dostu İÜ” projesinde bizi yönlendirdi, yerleşkelerin erişilebilirlik konusundaki değerlendirmeleri yapacak gönüllü öğretim üyelerimize ve personelimize eğitimler verdi. Üniversitemizin bütün yerleşkelerinde erişilebilir iç ve dış mekanlar için hiç bir karşılık almadan mesaisini harcadı.

Son derece üretken ve çalışkan bir kişiliğe sahip olan Şükrü Sürmen farklı alanlarda pek çok çalışma yaptı. Engellilik ve yaşlılık üzerine sadece mimaride değil, tüm alanlarda felsefik ve bilimsel yaklaşımla kaleme aldığı makaleleri, araştırmaları ve kitapları vardır. Mimari standartların oluşturulması için ürettiği çizimler, kılavuzlar, çeşitli kamu kurumları için ürettiği projeler, yurt dışı araştırmaları sonunda yazdığı makale ve çizimler, sosyal konularda yazdığı makale ve araştırmalar, şiir ve hikaye dalında edebi eserler…

Onu ve eserlerini gelecek kuşaklara aktarabilmek amacıyla bir araya getirdiğimiz “ Y. Mimar Şükrü Sürmen Dijital Arşivi” engellilik araştırmaları için önemli bir kaynak olacaktır. Arşivin derlenmesinde yardımcı olan İstanbul Teknik Üniversitesi Mimarlık Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Göksenin İnalhan’a, Türkiye Omurilik Felçliler Derneği Başkanı Ramazan Baş’a,…..şükranlarımızı sunarız.

Prof. Dr. Resa Aydın

3 Aralık 2015

Y.Mimar Şükrü Sürmen’e ait kitapları, öyküleri, şiirleri, araştırmaları, makaleleri, fotoğraflarının İÜ Engelliler Uygulama Merkezi ile İstanbul Üniversitesi web sayfalarında yayınlanmasında akrabası Prof.Dr.Serpil MÜRTEZAOĞLU tarafından yazılı onay verilmiştir.

Bir Belediye Defteri-Arka Kapak




Ben Sakatlandım-Arka Kapak


Ben Sakatlandım-Ön Kapak



Tekerlekli Sandalye ile Berlin-Ön Kapak




Tekerlekli Sandalye ile Berlin-ArkaKapak






Karışık Yazılar-Ön Kapak




Karışık Yazılar-Arka


Fahrettin-Ön Kapak



Fahrettin-Arka Kapak



Postacıyı Beklerken-Ön Kapak





Kedileri Seven Bir Şairin Şiir Defterini Kedilerin Parçalayışı-Ön Kapak






Kedileri Seven Bir Şairin Şiir Defterini Kedilerin Parçalayışı-Arka Kapak



Tasarım Üzerine Söyleşiler- Ön Kapak


Tasarım Üzerine Söyleşiler-Arka Kapak




Yaşlılık Üzerine Dağınık Notlar-Ön Kapak




Yaşlılık Üzerine Dağınık Notlar-Arka Kapak

Y. Mimar Şükrü Sürmen’in erişilebilirlikle ilgili çizimleri, uluslararası araştırmalarından derlediği çizimler ve fotoğraflar için aşağıdaki linki tıklayınız.

Yurt dışı mimari tasarımlardan örnekler

Yurt dışı mimari çizimlerden örnekler

Y.Mimar Şükrü Sürmen Çizimleri


04 Aralık 2014 – 12:40Milliyet.com.tr » İstanbul Haberleri » Haber

ŞÜKRÜ SÜRMEN ÖDÜLÜ DİLEK İMAMOĞLU’NA VERİLDİ

IHA

Türkiye Omurilik Felçlileri Derneği tarafından engelli bireylerin sorunlarına dikkat çekmek ve bilinç oluşturmak amacıyla bu yıl 4’üncüsü düzenlenen Şükrü Sürmen Sempozyumu, Beylikdüzü’nde gerçekleşti. Programda, engelli bireylere dönük yaptığı farkındalık etkinliğiyle Şükrü Sürmen Ödülü’ne layık görülen Beylikdüzü Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun eşi Dilek İmamoğlu, “Engelleri el ele vererek aşacağız” dedi.

Türkiye Omurilik Felçlileri Derneği tarafından engelli bireylerin sorunlarına dikkat çekmek ve bilinç oluşturmak amacıyla her yıl düzenlenen Şükrü Sürmen Sempozyumu’nun bu yıl 4’üncüsü gerçekleşti.

Beylikdüzü Belediyesi’nin ev sahibi olduğu sempozyuma, Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı İstanbul İl Müdür Yardımcısı Bekir Koçyiğit, İstanbul Barosu Engelli Hakları Merkezi Başkanı Av. Cemal Donat ve Üsküdar Üniversitesi Sürekli eğitim Uygulama ve Araştırma Merkezi Müdürü Ar. Gör. Mustafa Öztürk konuşmacı olarak katılırken, sempozyumun moderatörlüğünü Yeni Yüzyıl Üniversitesi sağlık Hizmetleri Meslek Yüksek Okulu Müdürü Doç. Dr. Oğuz Özyaral yaptı.

ÖNCE TESPİT ETTİ, SONRA ÇÖZÜMÜNÜ SAĞLADI

Yaklaşık iki ay önce Türkiye Omurilik Felçlileri Derneği Başkan Yardımcısı Semra Çetinkaya ile anlamlı bir etkinliğe imza atarak belediye başkanı eşi olarak bir ilke imza atan Beylikdüzü Belediye Başkanı eşi Dilek İmamoğlu, bir gün boyunca fiziksel engelli bir bireyin yaşadığı sıkıntıları anlamak için tekerlekli sandalye ile sosyal yaşamını sürdürmüştü. Gezi sırasında kendisine yol gösteren Dernek Başkan Yardımcısı Çetinkaya ile karşılaştığı sorunları not alarak eşine ileteceğini ve sempozyum gününe dek tamamlanmasını sağlayacağını ifade etmişti.


“GELECEK İÇİN İŞE ENGELLERİ KALDIRMAKLA BAŞLAMALIYIZ”

Göstermiş olduğu bu anlamlı etkinlik sonrası Şükrü Sürmen Sempozyumu’na davet edilerek her yıl engellilere dönük önemli çalışmalar gerçekleştiren kişilere takdim edilen Şükrü Sürmen Ödülü’nün bu yılki sahibi olan Dilek İmamoğlu, ödülünü Dernek Başkanı Ramazan Baş’ın elinden alırken, “Yarınlara yatırım yapmak istiyorsak önce engelleri ortadan kaldırmalıyız” mesajı verdi. Gezi sırasında karşılaştığı zorluklardan da bahseden Dilek İmamoğlu, “Engeller sadece engelliler için bir sorun değil. Bebekli bir anne,yaşlı ya da hasta bir birey de aynı engelle karşılaşıyor. Engelleri beraber aşabiliriz, birey tek başına aşamaz” dedi.


“KISA ZAMANDA BÜYÜK İŞLER BAŞARACAĞIZ”

Eşinin ilettiği sorunların çözümünü aktarmak ve engelsiz kent hedeflerini paylaşmak amacıyla söz alan Beylikdüzü Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu ise “Eşime böyle bir sosyal sorumluluk projesine imza attığı için teşekkür ediyorum. Bu bir gelenek olmalı ve birçok insan buna eşlik ederek doğruya yol göstermeli” diye konuştu.

Engelli erişilebilirliği noktasında Türkiye’nin gelişmiş ülkelere oranla geride oluşundan üzüntü duyduğunu dile getiren İmamoğlu, “Engelli kavramının ülkemizde niye bu kadar ihmal edildiğini düşünmeliyiz. Bu işin başı eğitim. Biz ilk işe kadromuzu bu konuda bilinçlendirmekle başladık.Engelsiz, erişilebilir bir kent bizim önceliğimiz. Bu kapsamda çok kısa zamanda büyük işler yapacağız” şeklinde konuştu.